Şubat 5, 2025

Hayatında Sağlık: Güncel Sağlık Haberleri ve İpuçları

Ekonomi, spor, teknoloji ve magazin haberleriyle hayatınıza sağlık ve bilgi katın!

TÜRKONFED Başkanı Sönmez: Enflasyona karşı atılan adımlar yetersiz kaldı

TÜRKONFED Başkanı Sönmez: Enflasyona karşı atılan adımlar yetersiz kaldı

“`html

Enflasyonla Mücadelede Kalıcı Başarı İçin Yapılması Gerekenler

Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, enflasyonla mücadelede şimdiye kadar atılan adımların kalıcı başarı için yetersiz olduğunu ifade etti. Sönmez, ”Çalışanların memnuniyetinin ve alım gücünün artması için enflasyon-faiz-kur sarmalından çıkmamız şart” dedi.

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) Türkiye ekonomisinin önemli bir parçasını oluşturuyor ve bu işletmeler, istihdamın %70’ini barındırıyor. Ancak KOBİ’lerin finansman kaynaklarının giderek daralması onları büyük bir mücadele vermeye itiyor. Nefes Gazetesi’nden Şehriban Kıraç’a talk eden Sönmez, 2024 yılı genelinde her dört işletmeden üçünün finansmana ulaşmakta güçlük çektiğini belirtti. Ayrıca, her iki işletmeden birinin iş hacminin daraldığını vurguladı.

Reel Gelirlerde Kaybetme ve Ekonomik Zorluklar

2024 yılı iş dünyasını nasıl etkiledi?

2024, ekonomik belirsizliklerin ve finansal sıkıntıların hüküm sürdüğü bir yıl olarak kaydedildi. Yüksek enflasyon sadece fiyatları artırmakla kalmadı, aynı zamanda iş yapma şekilleri ve piyasadaki dengeleri de değiştiren bir unsur haline geldi. Doların yükselmesi, birçok sektörde rekabet gücünü zayıflatarak ihracatçı firmalar ve tedarikçi olan KOBİ’ler için zorluklar yaratıyor. KOBİ’ler bu koşullarda büyümek yerine kriz yönetimi stratejileri geliştirmeye yönelmek durumunda kalıyor.

TÜRKONFED’in düzenlediği Finansmana Erişim Anketleri, işletmelerin karşı karşıya olduğu zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyor. 2024 yılı, işletmelerin %75’inin finansmana erişimde sorun yaşadığı ve her iki işletmeden birinin iş hacminin daraldığı bir yıl oldu. Yüksek faiz oranları, krediye erişimi daha zor hale getirerek işletmelerin likidite yönetiminde sıkıntılara yol açtı. Sonuç olarak, çalışanların reel gelir kaybı tüketici güvenini zayıflattı ve talebi küçülttü.

Kısacası, 2024, işletmelerin maliyet ve finansman baskıları nedeniyle daha temkinli davrandığı bir yıl oldu. Bu durum, ekonomide güven ortamının yeniden sağlanmasının önemini gözler önüne serdi.

2025 Yılına Dair Riskler ve Fırsatlar

2025 yılı iş dünyasını nasıl etkileyecek? Riskler ve fırsatlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

2025 yılı, hem zorluklar hem de fırsatlar barındıran bir geçiş yılı olma potansiyeline sahip. Yüksek enflasyon, finansmana erişim zorlukları ve istihdam kaybı gibi sorunlar, özellikle 2025’in ilk yarısında da devam edecek. Ekonomi yönetimi orta vadeli planlar açıklasa da, somut adımlar atılmasını bekliyoruz. Şeffaf ve tutarlı bir ekonomi politikası, düşük faizli kredi imkanları ve KOBİ’lere yönelik desteklerin artırılması gerekiyor. Toparlanma, uygulanan politikaların etkinliğine bağlı olacak. Yeni orta vadeli program, 2024 için realistik hedefler sunsa da, 2025-2027 hedefleri için iyimserlik söz konusu. Ancak mevcut ekonomik şartlar, dış denge ve dezenflasyon hedeflerinin zorluğunu artırıyor. Öte yandan, mali alan konusundaki iyimser beklentiler, kamu harcamalarının optimizasyonu gerekliliği ile çelişiyor. Para politikaları açısından yapılacak yapısal reformlar, dezenflasyon hedeflerini güvenilir hale getirmelidir.

Bu zorlu dönemde risklerle birlikte fırsatları da değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’nin coğrafi konumu, Avrupa ve Orta Doğu ile ticaret ilişkilerini geliştirebilir. Ancak bu avantajların yalnızca lojistikle sınırlı kalmaması gerekir. Dijitalleşmeyi ve yeşil dönüşümü hızlandırarak yüksek teknoloji ve katma değerli ürün ihracatını artırmalıyız. Türkiye’nin, ABD ve Avrupa Birliği ile benzer şekilde planlanmış yeni sanayi politikalarına ihtiyacı var. Ayrıca, bu teknolojik süreçlerde stratejik sektörlere uzun vadeli destek sağlamak da şarttır. Ülkemizin gelişmelerle paralel biçimde planlama yapması gerektiği açıktır.

Enflasyonla Mücadelede Yeni Yaklaşımlar Gerekiyor

Enflasyonla mücadelede hatalı adımlar neleri beraberinde getiriyor?

Atılan adımlar, enflasyonu düşürmeyi hala başaramıyor. Asgari ücret artışı, çalışanlar üzerinde olumlu bir etki yaratmadı. Genel olarak, enflasyonla mücadeledeki stratejilerin yeterli olmadığı görülüyor. Bu savaşta daha sıkı para politikaları ve yapısal reformlar hayati öneme sahip. Üretim maliyetlerini azaltacak teşvikler ve adil vergi sisteminin benimsenmesi de esastır.

Ücret artışlarının çalışanların alım gücüne olumlu katkıda bulunması için enflasyon-faiz-kur döngüsünden çıkmamız elzemdir. Yüksek katma değer üretmediğimiz her durum, bizi asgari ücret uygulamalarına mahkum ediyor. Türkiye’de, bölgeler arası işsizlik, milli gelir, sektörel üretim ve KOBİ yoğunluğuna baktığımızda bölgesel asgari ücret uygulamasının gerekliliğini uzun zamandır vurguluyoruz. Çünkü yaşam maliyeti bölgeler arasında ciddi farklılıklar gösteriyor. Bu nedenle bölgesel asgari ücret uygulaması, her bölgedeki çalışanların yaşam standartlarını yükseltmesine yardımcı olacaktır. Dolayısıyla, asgari ücretin belirlenmesinde yaşam maliyeti ve ekonomik kapasite göz önünde bulundurulmalıdır.


Kızılcık Şerbeti Kamera Arkası: Karakterler Neler Söyledi?

Kızılcık Şerbeti Kamera Arkası

Günün Öne Çıkan Haberleri…

TIKLAYIN – Barış Terkoğlu: Devlette Menzil savaşı başlayabilir; birbirine silah çeken polisler ve lojmanlarda kapışan yargı mensupları görebiliriz!

TIKLAYIN – Fenerbahçe, Mourinho’nun “canavar” dediği oyuncu için harekete geçti!

TIKLAYIN – Erdoğan’ın yeniden adaylığıyla ilgili dikkat çeken anket: Yüzde 65 “hayır” diyor!

TIKLAYIN – Kulis: AKP’de, belediyelere operasyonlar için “hukuki gerekçeler yetersiz, yine ‘kandırılmış’ olabiliriz” diyenler var!

TIKLAYIN -Mehmet Y. Yılmaz | Turpun yerini biliyor çünkü kendisi koydu!

“`

deneme