Yeniden Refah Partisi Bursa İl Başkanlığı’nın 3. Olağan İl Kongresi Merinos Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kongreye Genel Başkan Fatih Erbakan da katıldı.
Erbakan, burada yaptığı konuşmada, “ABD Başkanı Donald Trump’ın planı doğrultusunda soykırımcı terörist İsrail ile şanlı Gazze direnişinin sembolü ve öncüsü olan Hamas arasında ateşkes anlaşması imzalandığını” ifade etti.
Böyle bir mutabakata varılması ve bu anlaşmanın imzalanmasından memnuniyet duyduğunu belirten Erbakan, ancak sürecin bundan sonraki aşamalarına ilişkin de endişeleri bulunduğunu ve temkinli olduklarını kaydetti.
Erbakan, şöyle devam etti:
“Ateşkesin ilan edilmesi, silahların susması, esirlerin karşılıklı salıverilmesi, insani yardımların geçişinin sağlanması ve terörist katil İsrail askerlerinin bir miktar da olsa geri çekilmesi bu sürecin olumlu yönleridir, bundan memnuniyet duyuyoruz. Bununla birlikte soykırımcı Netanyahu ile soykırım destekçisi, siyonizmin kovboyu Trump’ın hiçbir sözüne güvenilmeyeceğini ve son derece temkinli olunması gerektiğini de ifade ediyoruz.
Anlaşmaya destek veren Müslüman ülkeler Türkiye, Mısır ve Katar’ın yetkililerinin bundan sonraki süreçte performansları, ihtimamları, dikkatleri ve alacakları önlemler son derece büyük önem taşımaktadır. Filistinlilerin, Gazzelilerin çeşitli kılıflarla ‘daha iyi bir yaşam’, ‘hicret ediyorlar’ vs. gibi söylemlerle Gazze’den çıkarılması asla kabul edilemez.
Bütün unsurlarıyla başkenti Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin devleti kurulması hedefinden asla ödün verilemez. Sürecin bundan sonrasında atılacak adımlar Filistin, Gazze, Kudüs için son derece önemlidir. Buraların geleceği de Orta Doğu ve Türkiyemizin geleceği açısından son derece önemlidir. Bu süreçte İsrail’in baskı ve tehditlerine asla boyun eğilmemeli ve kırmızı çizgilerimizden asla taviz verilmemelidir. “
“İSLAM BİRLİĞİ KURULDUĞU ZAMAN GAZZE KURTULACAK”
Necmettin Erbakan’ın daha önce de belirttiği İslam Birliği fikrine değinen Fatih Erbakan şöyle konuştu:
“Dünyadaki petrolün üçte ikisi, doğal gazın yüzde 55’i, dünya su kaynaklarının yarısı Müslüman ülkelerin elinde. Bunların sahipliğiyle Müslüman ülkeler bu zulmü durdurabilecek güce sahiptirler. Bunların olmadığı hiçbir yerde yaşam olmayacağını göz önünde bulundurarak bunu çok rahat söyleyebiliriz.
Müslüman ülkeler bunları bir ambargo gücü olarak kullanırlarsa zulmün karşısında en etkili güç haline gelirler. O zaman Amerika’nın da İsrail’in de zulmü durdurup masaya oturmaktan başka çaresi kalmaz. İşte bu yüzden biz dış politikada hedef olarak D60 hedefine ulaşmayı koyuyoruz. Türkiye’nin öncülüğünde İslam Birliği kurulduğu zaman Gazze de Keşmir de Arakan da Doğu Türkistan da kurtulacak. “
“BU KADAR ANLAŞMAYI YAPSAM BENİM DE SANDALYEMİ TUTAR, KAPIDA UĞURLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile görüşmesi öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun haddini aştığını ifade eden Erbakan, şöyle konuştu:
“Son derece küstah bir şekilde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Trump’la görüşmek için adeta yalvardığını ifade etme küstahlığını göstermiştir. Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Tom Barrack bütün diplomatik teamülleri çiğneyerek ‘Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına biz Amerika olarak görüşme sayesinde meşruiyet kazandırıyoruz’ diyebilecek kadar ileri gitmiştir.
Bu sözlerin ardından aslında o ziyaretin bile yarıda bırakılıp geri dönülmesi gerekirken sadece İletişim Başkanlığı’nın cılız bir cevabıyla durumu toparlama çabasına girişilmiştir. Bunun arkasından Amerika ziyaretinde F-16’ların modernizasyonu için bir onay çıkarılamamıştır. F-35’lerin TSK’ya verilmesine dair Amerika’dan bir onay çıkarılamamıştır. KAAN uçağının motorunun Amerika tarafından verilmesine dair bir onay çıkarılamamıştır.
Bütün bu eksilerin yanında 225 tane Boeing uçağının Amerika’dan alınması anlaşması imzalanmıştır. 2 milyar doların üzerinde bir anlaşma. Bununla beraber 70 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğal gazın Amerika’dan alınması anlaşması yapılmıştır. Ondan sonra da ‘Trump Sayın Cumhurbaşkanını kapıda uğurladı, sandalyesini çekti’. Kardeşim, bu kadar anlaşmayı yapsam benim de sandalyemi tutar, beni de kapıda uğurlar.”
“ZİYARETTEN KARLI ÇIKAN SİYONİZMİN KOVBOYU TRUMP OLDU”
“‘Heybeliada Ruhban Okulu’yla ilgili üzerimize düşeni yapmaya hazırız’ denildi. Eskişehir’de bulunan son derece stratejik öneme sahip nadir toprak elementlerinin işletme ruhsatının da Amerika’ya verilmesi söz konusu oldu. Verildi mi verilmedi mi tam kesin bir bilgi yok ama Amerika tarafı bunu talep ediyor. Eğer Heybeliada meselesinde olduğu gibi burada da ‘Üzerimize düşeni yapmaya hazırız’ denildiyse vay halimize. Bununla da bitmiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Amerika’dan döner dönmez ilk imzaladığı karar İran Atom Enerjisi Kurumu ve İranlı isimlerin de bulunduğu 22 kişi ve 17 kuruluşun malvarlıklarını dondurma kararnamesi. Amerika bunu istedi, Sayın Cumhurbaşkanı döner dönmez İran Atom Enerjisi Kurumu’nun ve İranlı şahısların malvarlıklarını dondurdu.
Şimdi artı ve eksileriyle baktığınız zaman elde ettiğimiz bir şey olmadığı, fevkaladenin fevkinde olmadığı görülüyor. Bu ziyaretten karlı çıkanın siyonizmin kovboyu Trump’ın olduğu açık bir şekilde görülüyor. Bugün artık mevcut iktidarın küresel sisteme karşı dik durma ve kendi istediğini ortaya koyabilme gibi bir durumu kalmamıştır. Tamamen teslim olmuş durumdadırlar. Bir değişim istiyorsak iktidarı değiştirmemiz lazım. Zihniyeti değiştirip Milli Görüş zihniyetine geçmemiz lazım. Kuvvet ve kudret sahibi Amerika değil, Cenabıallah’tır diyen bir dış politika izlememiz lazım.”
“BORÇ, FAİZ VE VERGİ EKONOMİSİ DEVAM EDİYOR”
Ekonomiye ilişkin değerlendirmesinde Erbakan, Orta Vadeli Program’ın halkı yeni borç ve vergi yüküyle karşı karşıya bıraktığını söyledi. “Yine millete zam var, vergi var, imkan yok. İmtiyazlılara, faize, israfa imkan var” diyen Erbakan, hükümetin 2025-2028 arasında 10 trilyon liralık yeni borçlanmaya gideceğini belirtti.
“Bu bütçe açıkları yüzünden 250 milyar dolar borç alınacak. 2003’ten bu yana 598 milyar dolar faiz ödenmiş. 2028 sonunda bu rakam 831 milyar dolara ulaşacak. Dünya faiz şampiyonu olacağız” diyen Erbakan, hükümetin bütçeyi üretim yerine borç ve faizle çevirdiğini savundu.
Enflasyon ve vergi politikalarına da değinen Erbakan, “2025’te enflasyon yüzde 30, vergi artışı yüzde 47 olacak. 2026’da enflasyon yüzde 16, vergiler yüzde 28 artacak. 2027’de enflasyon yüzde 9, vergiler yüzde 16 artacak. Yani iktidar enflasyonun iki katı oranında vergi artırmaya devam edecek. Vergiyi azaltmak gerekirken halkın yükü büyütülüyor” dedi.
“İKTİDAR PARTİSİNİN ADI ADALETLE BAŞLIYOR AMA 23 YILIN SONUNDA ADALETTEN ESER KALMADI”
Erbakan, Türkiye’de adalet sisteminin de ciddi biçimde zedelendiğini belirterek, “World Justice Project verilerine göre Türkiye, hukukun üstünlüğü sıralamasında 142 ülke arasında 117’nci sırada. Angola, Nijer, Madagaskar ve Rusya bile bizden önde. İktidar partisinin adı adaletle başlıyor ama 23 yılın sonunda adaletten eser kalmadı” diye konuştu.
Konuşmasının sonunda erken seçim çağrısı yapan Erbakan, “İktidar yorgun, çaresiz ve sorunlara çözüm üretmek yerine sorunların kaynağı haline gelmiştir. Bu millete yapacağı en büyük iyilik bir an önce seçim sandığını milletin önüne koymaktır. Milletimizin ferasetine güveniyoruz. Milli Görüş yeniden iktidara geldiğinde yönetimde, paylaşımda ve yargıda adaleti tesis edecek, yaşanabilir bir Türkiye ve yeni bir dünya kuracaktır” dedi.