“`html

Çevre Bakanı Murat Kurum, Hatay’da Yeniden İnşa Çalışmalarını İnceledi

Hatay’a ziyarette bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, AFAD Koordinasyon Merkezi’nde bölgede gerçekleştirilen projelere dair bilgi aldı. Ardından tarihi Uzun Çarşı TOKİ inşaatında bir dizi inceleme gerçekleştiren Bakan Kurum, önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Kurum, “Şu anda Hatay’ın merkezindeyiz. Bu bölge, Hatay’ımızın ticaretinin, kültürel mirasının, tarihi dokusunun ve kadim değerlerinin yaşatıldığı özel bir yer. Tüm tarihi eserlerimize sahip çıkarak; camilerimizi, çarşılarımızı ve medeniyet izlerimizi aslına uygun şekilde yeniden canlandırıyoruz. Habib-i Neccar Camii’ni tarihi özelliklerine sadık kalacak şekilde inşaat ediyoruz, aynı zamanda tarihi Meclis Binamız ve sembol cadde olan Kurtuluş ile Kemalpaşa Caddeleri’ni geleneksel ruhuyla yaşatmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Asi Nehri etrafındaki yeşil alanları, yürüyüş yollarını ve yaşam alanlarını yeniden hayata geçiriyoruz. Bulunduğumuz Uzun Çarşı, Hatay’ın gözdesidir. Burası sadece bir ticaret alanı değil, aynı zamanda kültürün, kardeşliğin ve anıların harmanlandığı bir yaşam merkezidir. Bu tarihi çarşımızı, dükkanları, konaklama alanları, eğitim yapıları ve konutlarıyla birlikte yeniden ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Valiliğimizle işbirliği içinde esnafımızı bayramdan sonra yeni lokasyonlarına taşımayı planlıyoruz. İnşallah çarşımızı yıl sonunda tamamlamayı hedefliyoruz. Hatay’ımız ve esnafımız için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

‘250 BİNİNCİ KONUTUN ANAHTARLARINI TESLİM EDECEĞİZ’

6 Şubat 2023’te yaşanan büyük felaketin Türkiye’yi derinden etkilediğini belirten Bakan Kurum, konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“11 ilimizde yaşayan yaklaşık 14 milyon birey bu felaketten etkilendi. 85 milyon vatandaşımız bu acıyı derinden hissetti. O günden sonra; ‘Bu millet, en zor zamanlarda dahi diz çökmez; bu devlet, en zor günlerde asla geri adım atmaz’ inancı ile yolumuza devam ettik. Depremin hemen ardından halkımıza bir taahhütte bulunduk; ‘Hatay, yeniden yükselecek. Eşyalı evleri, iş alanları, ruhu ve kimliğiyle asrın inşasıyla simge şehir haline gelecek,’ dedik. Hamd olsun, o enkazların içerisinden güçlü bir halkın iradesi çıkmaya başladı. Bugün deprem bölgesinde yürütülen kapsamlı çalışmalar, yalnızca bir inşa süreci değil; aynı zamanda bir milletin iradesinin ve yeniden doğuşunun da bir göstergesi. Şu anda deprem bölgesinin her karışında, her taşında var olmaktayız.”

Kahramanmaraş’tan Adıyaman’a, Malatya’dan Osmaniye’ye ve Gaziantep’ten Şanlıurfa’ya kadar her şehirde, umudu yeniden yeşertiyoruz. Şu an itibarıyla; 11 ilde yaklaşık 3,500 şantiyede, 182,000 mühendis, mimar ve işçi kardeşimizle 7/24 aralıksız çalışmaktayız. Bugüne kadar 201 binden fazla ev ve iş yerini sahiplerine teslim ettik. 2025 sonuna kadar toplamda 453 bin bağımsız konutu tamamlamayı hedefliyoruz; tek bir depremzede dahi yuvasız bırakmayacağız. Buradan bir kez daha duyurmak isterim ki, inşallah önümüzdeki ay Cumhurbaşkanımız ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in katılımlarıyla, devletimizin kararlılığı ve milletimizin dualarının eseri olan 250.000 konutun anahtarlarını teslim edeceğiz.”

EN AĞIR ZARARI HATAY GÖRDÜ

Hatay’ın asrın felaketinden en çok mağdur olan bölge olduğunu da vurgulayan Bakan Kurum, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“O kadar ki, yıkılan binaların üçte biri burada yer alıyordu. Ancak, Hatay’ımız, söz verdiğimiz üzere, yeniden uyanışın simgesi haline geliyor. Şimdiye kadar Hatay’da 46,000 ev ve iş yerini hak sahiplerine teslim ettik. 2025 sonuna kadar tamamlayacak olduğumuz 187,000 bağımsız birimle birlikte, altyapı çalışmalarımız da hız kazandı. Antakya ve Defne’de, ülkemizin en büyük atık su tünelini inşa ediyoruz; tünel 11.2 kilometre uzunluğunda ve 5.6 metre çapında olacak. Bu tünel aracılığıyla, Antakya ve Defne’nin tüm atık suyunu ileride yapacağımız biyolojik atık su arıtma tesisine taşıyacağız. Böylece 1 milyon vatandaşımıza hizmet vermeyi hedefliyoruz. Ayrıca Hatay’a bir müjde daha vermek istiyorum; şehirlerimizi yeniden inşa ederken bütüncül bir yaklaşım sergiliyoruz. Bu kapsamda, Antakya’daki Atatürk Parkı’nın alanını 100 bin metrekareden 140 bin metrekareye çıkararak, hemşehrilerimize yeni bir nefes alanı daha sunuyoruz.

Ayrıca, kesinlikle korunması gereken bir diğer önemli alan olan Milleyha Kuş Cenneti’ni doğal sit alanı ilan etmek için gereken adımları atıyoruz. Bu bölgedeki tüm doğal varlıklarımızı koruma amaçlı bu girişim, ilgili bakanlıklarla birlikte hayata geçirilecektir. Hatay’a şimdiden hayırlı olmasını diliyorum; zira Hatay sadece bir şehir değil, aynı zamanda bir kimlik, miras ve umut. Allah’ın izniyle, bu umut hayata geçirilecektir. Tüm bu başarının gerçek kahramanı ise Hataylı yurttaşlarımızdır; olağanüstü sabrı ve inancıyla deprem bölgesinin yiğit insanlarıdır.”

Bu toprakların asil insanlarının güçlü dayanışması, bu mücadeledeki en büyük motivasyon kaynağımızdır. Bazı kesimler, milletimizin umutlarının yeşermesinden ve hayallerinin gerçeğe dönüşmesinden rahatsızlık duymaktalar. Hataylılar müsterih olsun; biz, dedikodu üretmeye değil, yuva inşa etmeye, karamsarlıkları bir kenara bırakıp, umut aşılamaya devam edeceğiz. Çünkü biz, politika yaparken süslü sözlerle değil, emek ve kararlılık ile ilerliyoruz. Bu devlet, vatandaşlarının mızrakla, gözyaşlarıyla birleştirilmiş devletidir ve hiçbir güç bizi bu yoldan döndüremez.”

‘TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞACAĞIZ’

İstanbul ve Konya depremlerinin Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu yine hatırlatan Kurum, “Bu nedenle, başta İstanbul olmak üzere, bu vatanın her köşesinde kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirip geleceğimizi güvence altına almak mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin yıllar boyunca terörle mücadele ettiği de unutulmamalıdır.

Terörsüz Türkiye hedefi, yaralarımızı sararken gösterdiğimiz birlik kadar değerlidir. Çünkü bir taraftan inşaat ve iyileştirme çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan geleceğimizi tehdit eden karanlık odaklarla da mücadele etmemiz gerekiyor. Bu topraklarda yalnızca umut yeşermeli, çocuklarımızın sesleri yankılanmalıdır. Biz, bin yıldır bu toprakların bir parçasıyız; beraberiz, kardeşiz ve güçlüyüz. Terörsüz, huzurlu ve güvenli bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

“`